İlk izlediğimde itiraf edeceğim biraz güldüm:) Sonra düşündüm bizlere değişik ve gülünç gelmesinin sebebi neydi acaba bunların? Cevabı bulmam tabi ki de bir kaç saniyeyi geçmedi.Bizler eğitimimiz boyunca hiçbir derse başlamadan önce bir daire oluşturup ısınma hareketleri yapmadık. Sorsak bütün öğretmenler bilir aslında çocuklar kinestetiktir. Hareketlidir Enerjisi yoğundur vs. Peki hangi öğretmenimiz dikkat dağıldığında yada derse başlamadan önce ısınma hareketleri veya ısınma oyunlarıyla öğrencilerin rahatlamasını sağladı? Yüzdelik dilime vurduğumuzda eminim sonuç içler acısıdır.
Bir öğretmenimiz eğitim bilimlerine giriş dersinde tam da bu
konu üstünde durmuştu. Özellikle okul öncesi eğitimi öğrencilerine ve sınıf
öğretmeni olacak öğrencilere bunun esasında ne kadar önemli olduğunu anlattı ve
bir örnekten bahsetti. Öğretmen sabah yoklamayı alırken adı okunan her
öğrencinin sırayla koşup, sınıfa getirdiği materyale tokmakla vurmasını
istemiş. Buda farklı yapılabilir bir yöntem tabi.
Yaramaz olan çocuk tembeldir! Etiketleme konusunda da üstümüze
yoktur millet olarak. Öğretmenler en iyi sınıfı mum gibi diyerek
nitelendirirler. “Valla benim öğrencilerim ben sınıfa girince mum gibi oluyorlar.
Dersimi dinliyorlar. Sınıftan çıt çıkmıyor. Rahatça dersimi anlatıp çıkıyorum
beni hiç yormuyorlar...” “Öğrenciler, 50 dakikalık bir dersin neredeyse %40’ını
ders sonunda hiç hatırlamamaktadır.” Zaten bu araştırma sonucuna göre çıt
çıkarmadan sadece öğretmenin anlattığını dinleyip dersten çıkan bir öğrencinin
en iyi, en iyimser düşünceyle %60 bir şeyler hatırlıyor olduğunu söylemek mümkün
olacaktır.
Şimdi düşününce sanki bizler biraz yorulmaktan mı korkuyoruz
acaba? Çocuklara etkileşimli öğretim yapmaya çalışırken, sınıfta oluşacak
manzaradan, çıkacak sesten mi korkuyoruz? Fazla rahatımıza düşkün olabilirmiyiz
yada kolaya kaçıyor? Otoritemi sarsılır sizce soru soran tartışan sorgulayan
veya gruplara ayrılmış birbirlerinden yardım alarak çalışan öğrencilerden
oluşulan bir sınıfta? Bu mesleği seçmekteki en baş nedene rahat meslek olarak
düşünülmesi olduğunu bir önceki yazıda söylemiştim zaten. Durum vaziyette o
sonuca çıkıyor ne yazık ki.
Disiplin sağlamaya, çocukları mum gibi yapmaya devam ettikçe sanırım her yeni faydalı gelişime gülen yeni nesiller yetişmeye devam edecek bu
ülkede. Öğretmen merkezli olmaktan çıkın, öğrenci merkezli eğitim için
uygulanabilir yüzlerce yöntem ve teknik araştırıp eğitimi en üst düzeye çekmek için
çabalayın.Gelişin, geliştirin. Bu konuda bizden bir 40, 50 yıl önde olan ülkeler var. Gerçekten var!
Unutmayın bilinen bir davranışı, dinleyip ezberlediği
bir bilgiyi, uygun yerlerde, koşullarda uygulayamayan kullanamayan çocuk, öğrenmiş
ancak eğitilmemiştir. Yaparak, yaptırarak, oynayarak, hayal ederek, rol yaparak
eğitilen bir çocuğun gelişimi, sizlerin bizlerinkinden oldukça farklı
olacaktır.Emin olun zamanla o gelişimi izlemek hayatınızın en keyifli şeylerden
biri olabilir.