Son günlerde gündemimiz baya yoğun yine... İki önemli konumuz var
birincisi börek yapmayı biliyor muyuz? İkincisi Sayın Demet Akalın kızını neden
okula göndermemeyi düşünüyor?
Yıllarca çocukta yaparım kariyer de dedik durduk. Neden çünkü
okumaya başlayan kadınlarımız, ekonomik özgürlüklerini ellerine aldıkların da
eşlerinin egemen olduğu yaşam tarzından uzaklaşıyor, evlilikler çabuk
tükeniyor, tahammüller azalıyor... Kadınların başarıları neden hep böyle
değerlendirilir de erkekler para kazandıkça ne gibi evrimler geçirdiği hiç
tartışılmaz anlamam. Neyse cinsiyetçilik değil değil mi mevzu aman olmasın...
Zaten çok paraların da okumuş kültürlü, kendini geliştirmiş insanlar da olmadığı
piyasalara baktığımızda ortada. Peki, nedir bu eğitimin önüne geçilmeye
çalışıma çabası? Bizler bir kaç işi bir arada yapamıyor muyuz acaba? Okuyarak
çok para kazanılmaz, evlenip çocuk yapıldığında iyi bir kariyerin olmaz,
evlendiğinde eğitim hayatın biter, her ne yapacaksan evlenmeden önce yap yüksek
lisansıda yap evlenince yapamazsın vs. Olur gayette olur korkmayın... Sen eğer
gitmen gereken yola, gitmen gereken kişi ile çıktıysan eğer her şey olur...
Okulda olur, iş de olur, eğitim de olur, börekte olur. Veya börek olmasa da
olur... Aç kalmayın yeter :) Müslüman kadınlarımız yeter ki eğitilsin (bu
eğitilsin de her neyse artık kendilerini geliştirsinler okusunlar öğrensinler
öğrenmeyi öğrensinler denilmek isteniyor burada yanlış olmasın :)), ekonomik özgürlüğü
olsun, muhtaç olmasın, gerici olmasın her şey olur.
Demet Akalın yaptığı açıklamada, çocuk sahibi olunduğunda insanın
farklı bir boyuta geçtiğini bu sebepten dolayı çocuğunu okula göndermeyi
düşünmediğini, evde eğitim aldırmayı düşündüğünü söylemiş... Bildiğim kadarıyla
zor çocuk sahibi olmuş ve kızında da bir takım sağlık sorunları çıkmıştı. Çocuk
sahibi olmak, öncelikle gerçekten çok fazla fedakârlık ve kendinizden önce
düşündüğünüz biri demek... Gözün gibi bakıyor, belki gözünden sakınıyorsun çocuğunu
da ama hangi anne ister çocuğuna zarar gelsin? Seninki "çocukta"
bizler neydik acaba geldik bu günlere bu yaşlara düşe kalka :) Şakası bir yana
bu işin tamamen psikolojik olduğunu düşünüyorum. Yoksa "çocuk" adı
üstünde "çocuktur". Ve bana bir annenin çocuğuna yapabileceği en
büyük kötülükmüş gibi geliyor çocuğun arkadaşlarıyla koşup oynama, teneffüse
çıkma, düşme kalkma hakkını elinden alması... Çocuklar düşe kalka büyür lafına
çok katılıyorum... Çocuğunu sürekli koruyan, onu bir fanus içinde yaşatmaya
çalışan aileler bir süre sonra kendi kararlarını veremeyen, herkesin kendi
yetiştiği şartlarda yaşadığını düşünen, ülkede yaşananların, diğer çocukların
hayatlarını anlamayan bir birey yetiştirmiş olurlar. Her şeyi tabi ki gösterip
eğitimini verebilirsiniz hatta belki gerçekten çok başarılı olur... Ama çocuk
yaşıtları bir yere gidip gelirken, televizyonda etrafında gördüğü öğrenciliği
yaşamadan nasıl yetişir bilemedim... Tamda 7'li yaşlarda başlar ekip ruhu plan
yapma yetisi ve daha birçoğu... Şunu bilir şunu söylerim öğrencilik en
güzelidir. Hele de ilköğretimler çıkarsızdır arkadaşlıklar, paylaşımlar, yerden
yüksek oynamak güzeldir mesela tabletten, lastik atlamak faydalıdır
internetten, bırakın düşsün çocuğunuz dizi acısın yoksa hayat ilerde başka şekillerde
acıtır insanı ama telafisi olmaz ne yazık ki... Benim naçizane düşüncem bu
yöndedir.
Yorumlar
Yorum Gönder