Bu kadar saçma bir soruyu sınıfta hiç çekinmeden pat diye sorabilmiş olmama inanamıyorum. Nasıl bir çocuğu diğerlerine karşı küçük düşürme utandırma şeklidir değil mi? Şu bizlere baban ne iş yapıyor dediklerinde kapıcı olanla müdür, doktor v.s arasındaki farkı oluşturmak gibi çok kızdım kendime çok... Kendi eleştirdiklerim gibi olmuş olma ihtimalim yüzde kaç? Biraz öz eleştiri yapayım sinirli olduğumda en ufak bir haylazlığa daha mı çok tepki gösterebiliyorum? Veya geç yatıp uykumu alamadığım da derse girmesem keşke yaaa diyor muyum? Derse girince de isteksiz ders anlatma şekline bürünüyor muyum? evet:) hepsini zaman zaman yaptım. Ama hiç bir zaman idealist tavrımdan vazgeçmedim. Hepimiz insanız her şey bizim için hastada olacağız mutluda mutsuz da uykulu da uykusuzda burada en önemli ne biliyor musunuz? Ben bunlar olduğunda kendimden nefret ediyorum vicdanım rahat etmiyor. Bir öğrenciyi kırdıysam ertesi gün mutlaka gönlünü almak için bir şeyler yapıyorum. İsteksiz bir sınıfa girdiysem mutlaka bir önceki dersin daha geniş daha aktif anlaşılır bir tekrarını yapıyorum. Başka öğretmenlerle konuşuyorum da her öğretmenin idealist başladığını ancak yıllar geçtikçe yerini bıkkınlığa bıraktığını söylüyorlar. Acaba diye düşünüyorum şimdi bu bıkkınlığın sebebi ne olabilir? Öğrencimi? Yoksa her sene kendini tekrar eden, aynı konuları aynı şekilde anlatmak mı rutine bağlıyor insanı? Para mı yoksa yeterli gelmeyen? Ne kadar ekmek o kadar köftemi yani? Yada nedir acaba derse geç girip, sınıf defterini 10 dakikada imzalayıp, 10 dakika sınıfı susturup, 10 dakika ders anlatıp çıkmanın esas sebebi? Ben düşündüm de net bir cevap sanırım bulamadım. Tek bildiğim, ne öğretmeni olursan hangi sınıfa derse giriyorsan gir önce kendine, sonra mesleğine saygın olsun. Unutma öğreten için çok kısa bir 10 dakika, öğrenen için çok şey.
Bu kadar saçma bir soruyu sınıfta hiç çekinmeden pat diye sorabilmiş olmama inanamıyorum. Nasıl bir çocuğu diğerlerine karşı küçük düşürme utandırma şeklidir değil mi? Şu bizlere baban ne iş yapıyor dediklerinde kapıcı olanla müdür, doktor v.s arasındaki farkı oluşturmak gibi çok kızdım kendime çok... Kendi eleştirdiklerim gibi olmuş olma ihtimalim yüzde kaç? Biraz öz eleştiri yapayım sinirli olduğumda en ufak bir haylazlığa daha mı çok tepki gösterebiliyorum? Veya geç yatıp uykumu alamadığım da derse girmesem keşke yaaa diyor muyum? Derse girince de isteksiz ders anlatma şekline bürünüyor muyum? evet:) hepsini zaman zaman yaptım. Ama hiç bir zaman idealist tavrımdan vazgeçmedim. Hepimiz insanız her şey bizim için hastada olacağız mutluda mutsuz da uykulu da uykusuzda burada en önemli ne biliyor musunuz? Ben bunlar olduğunda kendimden nefret ediyorum vicdanım rahat etmiyor. Bir öğrenciyi kırdıysam ertesi gün mutlaka gönlünü almak için bir şeyler yapıyorum. İsteksiz bir sınıfa girdiysem mutlaka bir önceki dersin daha geniş daha aktif anlaşılır bir tekrarını yapıyorum. Başka öğretmenlerle konuşuyorum da her öğretmenin idealist başladığını ancak yıllar geçtikçe yerini bıkkınlığa bıraktığını söylüyorlar. Acaba diye düşünüyorum şimdi bu bıkkınlığın sebebi ne olabilir? Öğrencimi? Yoksa her sene kendini tekrar eden, aynı konuları aynı şekilde anlatmak mı rutine bağlıyor insanı? Para mı yoksa yeterli gelmeyen? Ne kadar ekmek o kadar köftemi yani? Yada nedir acaba derse geç girip, sınıf defterini 10 dakikada imzalayıp, 10 dakika sınıfı susturup, 10 dakika ders anlatıp çıkmanın esas sebebi? Ben düşündüm de net bir cevap sanırım bulamadım. Tek bildiğim, ne öğretmeni olursan hangi sınıfa derse giriyorsan gir önce kendine, sonra mesleğine saygın olsun. Unutma öğreten için çok kısa bir 10 dakika, öğrenen için çok şey.
Yorumlar
Yorum Gönder